Tüm ülkeyi sarsan deprem felaketi, iletişim altyapısının sorunlarını da ortaya koydu. Son zamanlarda, GSM operatörlerinin yatırımlarında gerileme görülürken, kapasite planlaması konusundaki eksiklikler de önemli bir konu olarak ortaya çıktı. Ayrıca ülkedeki fiber altyapısının yetersizliği, afet anında gezici baz istasyonlarının etkin şekilde kullanılıp kullanılmadığı da önemli bir sorun olarak gündeme geldi.
Kahramanmaraş merkezli depremler, Türkiye'de iletişim altyapısının yetersizliğini afetin ilk anında ortaya koyarken, GSM operatörlerinin yatırımları ve afet anına yönelik kapasite planlaması da tartışmalara neden oldu.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun (BTK) verileri ile birlikte halka açık Turkcell ve Türk Telekom'un finansal sonuçları, son dönemde yatırım harcamalarının dolar cinsinden azaldığına işaret ediyor.
2022 yılının son çeyreğine ilişkin veriler henüz açıklanmadığı için 2021 yılının tamamına bakıldığında, sektördeki dört şirketin toplam yatırım harcamalarının 2020 yılına göre dolar cinsinden yüzde 9 azalarak 1,7 milyar dolar olarak gerçekleştiği görülmektedir.
4 şirket arasında dolar cinsinden yatırım harcaması en çok azalan şirket, 2021'de yüzde 26 düşüşle 651 milyon dolar yatırım harcaması yapan Turkcell oldu. Şirketin 2020 yılındaki yatırım harcamaları performansı da düşük seviyelerde kaydedilmişti. 2020'de sadece yüzde 1 artışla yatırım harcamalarını 879 milyon dolara yükseltmişti.
Finansal verilerdeki bu durumun sahaya da olumsuz yansımaları oldu. Deprem süresince yaşanan iletişim kesintileri, yatırımlardaki eksikliklerin altyapıya etkileri kapsamında değerlendirmelerde bulunan uzmanlar tarafından ele alındı. Bu durum, GSM operatörlerinin performansındaki sorunlara da işaret etmektedir.
Uzmanlar, altyapı yatırımlarından sorumlu olan Türk Telekom'un eksikliklerine özellikle dikkat çekti. Fiber ağı kapasitesi, iletişim için ana şebekenin yer altındaki fiber hatlarının yeterli kapasitede olmaması ve bu hattın kopması durumunda baz istasyonlarının işlevini yitireceği temel konular arasında yer alıyor. Afet anında, fiber altyapısının yeterli ve sorunsuz olmaması ise bu açıdan oldukça kritik bir öneme sahip.
Gezici mobil istasyonların kapasitesi deprem gibi afet durumlarında iletişim altyapısındaki yetersizliklerin yanı sıra tartışılan bir diğer konu. Uzmanlar, GSM üzerinden iletişimin afet anında ilk 5-6 saatte yoğunlaştığını ve bu saatlerde "tıkanma" adı verilen yoğunluğun zirveye çıktığını belirtirken, tedbirler alındıkça 5-6 saat sonra iletişimin normale döndüğünü söylüyor. Bu kapsamda, ilk tedbir olarak araçlara yüklü baz istasyonlarının bölgeye sürülmesi öne çıkıyor.
Uzmanlar, operatörlerin gezici baz istasyonlarına sahip olması gerektiğine dikkat çekerken, bu araçların ülkenin her yerinde hizmete hazır bulundurulması gerektiğini belirtti. Tüm mobilize araçların operatörlerin merkezi olan büyük şehirlerde toplanması durumunda, Türkiye'nin diğer bölgelerine ulaşmanın 15-16 saat sürebileceğine ve bu durumun sürecin başında ihtiyaç duyulan iletişim ihtiyacını karşılamaktan uzak olacağına dikkat çekildi.
Depremin ilk günlerinde, bu gezici istasyonların yeterli kapasiteye ulaşamadığı ve bölgedeki gezici istasyonların enerji sıkıntısı çektiği gözlendi.
Uzmanlar, GSM operatörlerinin yatırım eksikliğine işaret ederken, "GSM operatörleri 10 saat içinde iletişimin sağlıklı bir şekilde kurulabileceği hizmeti sunabilirlerdi. 1999'dan bu yana bu ürünleri geliştirecek zamanları vardı. Bu teknolojiyi sunabilecek kapasiteleri var. Depremde o kritik 48 saatlik sürecin ilk 10 saatinde iletişimin sağlıklı bir şekilde kurulabilmiş olmasının önemini düşünün" diye konuştu.
Afet yönetimi sürecinde GSM operatörlerinin kapasite planlaması ve ulusal roaming konusu son günlerde önemli bir gündem maddesi oldu.
Uzmanlar, sahadaki durumun şirketlerin kapasite planlaması konusunda eksikliklerini açığa çıkardığını belirtiyor. Özellikle Turkcell'in engel teşkil ettiği ulusal roaming konusu, afetin ortaya çıkardığı en önemli sorunlardan biri oldu. Uzmanlar, kamudan adım beklemeden şirketlerin harekete geçmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Uzmanlar, "GSM operatörlerine şunu sormak gerekiyor: Neden ulusal roaming yapmadınız? Karasal fiberde Türk Telekom ve belediyeler gibi büyük engeller var ama acil durumlarda ulusal dolaşımın (ulusal roaming) önünde kim duruyor? Örneğin bir yerde depremde 100 baz istasyonunun 90’ı yıkılmış. Vodafone’un hiç baz istasyonu kalmamış. İşte burada Vodafone abonesinin Turkcell veya Türk Telekom baz istasyonundan servis alması lazım. Acil durumlarda ulusal roaming’i devlet kadar GSM operatörlerinin de düşünmesi gerek. Kamunun, 'Afet durumlarında ulusal roaming zorunludur' demesine gerek yok. Bu operatörlerin işbirliği yapması beklenebilecek bir alan. Göçük altındaki yurttaşın hangi operatöre fatura ödediğinin ne önemi var?" şeklinde konuşuyorlar.